Sayfalar

6 Ocak 2010 Çarşamba

ROMANTİK ZUZUM VE ÇİĞDEM

Çok güzel bir arkadaşım var benim. Hem yüzü hem kalbi güzel.
Geceleri yatmadan iyi geceler dilekleri yazan sms'ler yollayan, sabahları güzel günaydın dilekleri.
Bahsetmiştim Feriköy'de bir pazar etkinliğine katıldığımı.
Havanın soğukluğuna rağmen hem açılış haftasında hem de yılbaşından önceki hafta gelip beni tezgahımda ziyaret etti.
Bana hem çiçek hem de güzel, sevimli bir not tutacağı getirerek bu yılbaşının ilk hediyesini vermiş oldu.
Çok şeker çok romantik bir zuzu:)
Elinde bir buket çiçekle aşkının önünde diz çöken bir zuzu:)
Hediyeleşmeyi çok severim ben; aileme, eşime, sevdiklerime, arkadaşlarıma hediye almayı, onlardan hediye almayı çok severim.
Hediyeleşmenin insan ilişkilerinde çok olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum çünkü.
Benim ürünlerimden alışveriş yapmış tanımadığım bir müşterime de hediye yollamayı severim, bazen canının sıkkın olduğunu düşündüğüm uzaktaki bir arkadaşıma da...
Bazen hiç beklemediğim anda bana da bir hediye gelir; hediye almak hatırlanmanın çoğu zaman da sevginin işaretidir bana göre.
Hediye vermek de hatırlanma beklentisinin işaretidir bence, bu nedenle bana gelen hediyelere çok değer veririm, el üstünde ve hep göz önünde tutarım.
Kıymet bilirim, ''amaaan beee ne kadar eskidi, modası geçti, mazide kaldı'' demem, yıllarca saklarım.
Çiçek gibi, yiyecek gibi bozulacak bir şeyse gelir gelmez fotoğraflarım, arşivimde saklarım:)
İlkokulda yapılan yılbaşı çekilişinde gelen hediyeyi de saklarım, karne hediyelerimi de, eski arkadaşlardan gelenleri de saklarım, yanıbaşımdakilerden de...
Benden giden hediyelerin de kıymeti bilinsin isterim, kullanılsın, saklansın, sevilsin...
Velhasılı kelam severim hediyeleri, vereni, aldığımı, buna değer bulanı ve bulduğumu...
İşte beni hediye vermeye değer bulan güzel arkadaşım Çiğdem ve güzel romantik zuzum:)



Bu da zuzumun nasıl diz çöktüğünü görmeniz için yandan fotoğraflanmış hali:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder